İLAMSIZ İCRA YOLUYLA TAHLİYE -
A- KANUNİ DAYANAK
İLAMSIZ İCRA YOLUYLA TAHLİYE - TEMERRÜT NEDENİYLE TAHLİYE
Kanuni dayanağı, TBK. 315 ile İİK. 269'dur. Kira bedelinin veya ferilerinin hiç veya eksik ödenmesi halinde işbu tahliye yoluna başvurulabilir. Kira farkı alacakları da bu kısma girmektedir. Uygulamada 7/30 tahliye olarak da bilinmekte olup en hızlı tahliye türüdür.
6068 SAYILI KANUN
D. Kiracının borçları
I. Kira bedelini ödeme borcu
3. Kiracının temerrüdü
MADDE 315- (1) Kiracı, kiralananın tesliminden sonra muaccel olan kira bedelini veya yan gideri ödeme borcunu ifa etmezse, kiraya veren kiracıya yazılı olarak bir süre verip, bu sürede de ifa etmeme durumunda, sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir.
(2) Kiracıya verilecek süre en az on gün, konut ve çatılı işyeri kiralarında ise en az otuz gündür. Bu süre, kiracıya yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlar.
2128 SAYILI İCRA İFLAS KANUNU
ONUNCU BAP / Kiralar hakkında hususi hükümler ve kiralanan taşınmazların tahliyesi
Adi kira ve hasılat kiraları için ödeme emri ve itiraz müddeti:
Madde 269 – (Değişik: 18/2/1965-538/109 md.)
(1) Takip adi kiralara veya hasılat kiralarına mütedair olur ve alacaklı da talep ederse ödeme emri, Borçlar Kanununun 260 ve 288 inci maddelerinde yazılı ihtarı ve kanuni müddet geçtikten sonra icra mahkemesinden borçlunun kiralanan şeyden çıkarılması istenebileceği tebliğini ihtiva eder.
Bu tebliğ üzerine borçlu, yedi gün içinde, itiraz sebeplerini 62 nci madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında, kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse, akdi kabul etmiş sayılır.
İtiraz takibi durdurur. İtirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemiyen alacaklı, bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yoliyle takip yapamaz.
Borçlar Kanununun 260 ıncı maddesinin kiralayana altı günlük mühletin hitamında akdi feshe müsaade ettiği hallerde itiraz müddeti üç gündür.
İtiraz etmemenin sonuçları:
Madde 269/a – (Ek: 18/2/1965-538/110 md.; Değişik: 17/7/2003-4949/65 md.)
Borçlu itiraz etmez, ihtar müddeti içinde kira borcunu da ödemezse ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliyeye karar verilir.
İtiraz ve kaldırılması usulü:Madde 269/b – (Ek: 18/2/1965-538/110 md.)
Borçlu itirazında kira akdini ve varsa mukavelenamede kendisine izafe olunan imzayı reddettiği takdirde alacaklı; noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tastik edilmiş bir mukavelenameye istinat ediyorsa icra mahkemesinden itırazın kaldırılmasını ve ihtar müddeti içinde paranın ödenmemesi sebebiyle kiralananın tahliyesini istiyebilir.
Borçlunun akde ve şartlarına dair mukabil iddia ve def’ilerini aynı kuvvet ve mahiyette belgelerle tevsik etmesi lazımdır.
Akdi reddeden borçlu bu itiraz sebebiyle bağlıdır. İtirazın varit olmadığı tahakkuk ettikten sonra ödeme, takas veya sair bir def’ide bulunamaz.
Takip yukarda yazılı belgelere istinat etmemesi sebebiyle alacaklı umumi hükümler dairesinde dava açmaya mecbur kalırsa ihtarlı ödeme emri, Borçlar Kanununun 260 ve 288 inci maddelerinde yazılı ihtar yerine geçer.
(Değişik: 9/11/1988-3494/51 md.) Kira sözleşmesindeki imzanın inkarından dolayı alacaklı umumi mahkemede dava açmaya mecbur kalır ve lehine karar alırsa, borçlu ayrıca yüzbin liradan beşyüzbin liraya kadar para cezasına mahküm edilir.
Kira akdi dışındaki itirazlar ve tahliye:
Madde 269/c – (Ek:18/2/1965-538/110 md.)
Borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemiyeceğini bildirerek itiraz etmiş veya takas istemişse, itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeğe mecburdur.
Senet veya makbuzun alacaklı tarafından inkarı halinde 68 inci madde hükmü kıyasen uygulanır.
İcra mahkemesinin tahliyeye mütedair kararının infazı için kesinleşmesi beklenmez. Ancak tahliye için, kararın borçluya tefhimi veya tebliği tarihinden itibaren ongün geçmesi lazımdır. Borçlu tahliye kararı hakkında 36 ncı madde hükmünden faydalanabilir.
Kıyasen uygulanacak maddeler:
Madde 269/d – (Ek: 18/2/1965-538/110 md.)
62, 63, 65, 66, 68, 70 ve 72 nci maddeler hükümleri kıyas yolu ile burada da uygulanır.
Hapis hakkı için defter yapılması:
Madde 270 – Kiralıyan evvelce yapılması lazımgelen icrai takibi yapmadan haiz olduğu hapis hakkının muvakkaten muhafazası için icra dairesinin yardımını isteyebilir.
(B.K. 267, 269, 281).
Teahhurunda tehlike varsa zabıtanın yahut nahiye müdürünün de yardımı istenebilir.
İcra dairesi üzerlerinde hapis hakkı bulunan eşyanın bir defterini yapar ve rehinleri paraya çevirme yoliyle takip talebinde bulunması için kiralıyana on beş günü geçmemek üzere münasip bir mühlet verir.
Kaçırılan eşyayı takip hakkı:
Madde 271 – (Değişik: 18/2/1965-538/111 md.)
Gizlice veya cebirle götürülmüş eşya, götürülmelerinden on gün içinde icra dairesinin emri ile ve zabıta kuvvetiyle geri alınabilir.İyi niyet sahibi üçüncü şahısların hakları saklıdır.
İhtilaf halinde mahkeme basit yargılama usulü ile meseleyi halleder ve karara bağlar.
B- ESASA İLİŞKİN ŞARTLAR
B.1- MUACCEL OLAN KİRA BEDELİNİN VEYA YAN GİDERLER BORÇLARININ HİÇ ÖDENMEMESİ VEYA EKSİK ÖDENMESİ (TBK. 315/1)
"Davalı tarafça 2.4.2014 tarihinde 1.300,65 TL yatırıldığı bankanın 1,00 TL masraf kesmesi nedeniyle davacı hesabına 1.299,65 TL geçtiği, 2014 Nisan kirasının 35 kuruş eksik ödendiği anlaşılmıştır. Mahkemece,0,35 TL eksik ödeme nedeniyle temerrüt gerçekleşmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı alacaklı tarafından 15.12.2014 tarihinde başlatılan takip üzerine davalıya ödeme emri gönderilmiş ve borcun ödenmesi için 30 günlük süre verilmiştir. Davalı borçlu borcu olmadığını belirterek borca itiraz etmiş, ancak verilen bu 30 günlük süreye rağmen davacı hesabına eksik ödenen 0,35 TL yi ödememiştir. 30 gün içinde borcun tümü ödenmediğine göre temerrüt gerçekleşmiştir. Borcun miktarının az ya da çok olması temerrüt olgusunun gerçekleşmesini engellemez. Bu nedenle Mahkemece, 0,35 TL üzerinden itirazın kaldırılmasına ve temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir." (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/6655 E., 2015/10585 K.).
6. Hukuk Dairesi 2015/6655 E., 2015/10585 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2015
NUMARASI : 2015/38-2015/200
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılmış olan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 01.04.2009 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Alacaklı tarafından kiracı borçlu hakkında İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğünün 2014/25088 esas sayılı takip dosyasında,15.12.2014 tarihli takip talebi ile; aylık 500'er TL'den 2014 Nisan ve Haziran ayları kira farkı toplamı 1.000 TL'nin 55,11 TL işlemiş faiziyle birlikte tahsili ve tahliye isteminde bulunduğu, davalı borçlunun süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde “...alacaklıya borcu olmadığını, Nisan ve Haziran 2014 ayları kira bedeli olan toplam 2.600 TL'nin alacaklının banka hesabına havale edildiğini belirterek borca itiraz ettiği ,davacı alacaklı tarafından İcra Mahkemesinde itirazın kaldırılması ve tahliye davası açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, takip konusu aylar kira parasının takipden önce ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından takipden önce 2.4.2014 tarihinde 1.300,65 TL ve 9.6.2014 tarihinde 1.300 TL ödendiği savunulmuştur. Ancak, dosyada bulunan ödeme belgeleri incelendiğinde, davalı tarafça 2.4.2014 tarihinde davacı hesabına 1.299,65 TL,9.6.2014 tarihinde 1.300 TL ödendiği görülmüştür. Davalı tarafça 2.4.2014 tarihinde 1.300,65 TL yatırıldığı bankanın 1,00 TL masraf kesmesi nedeniyle davacı hesabına 1.299,65 TL geçtiği,2014 Nisan kirasının 35 kuruş eksik ödendiği anlaşılmıştır. Mahkemece,0,35 TL eksik ödeme nedeniyle temerrüt gerçekleşmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı alacaklı tarafından 15.12.2014 tarihinde başlatılan takip üzerine davalıya ödeme emri gönderilmiş ve borcun ödenmesi için 30 günlük süre verilmiştir. Davalı borçlu borcu olmadığını belirterek borca itiraz etmiş, ancak verilen bu 30 günlük süreye rağmen davacı hesabına eksik ödenen 0,35 TL yi ödememiştir. 30 gün içinde borcun tümü ödenmediğine göre temerrüt gerçekleşmiştir. Borcun miktarının az ya da çok olması temerrüt olgusunun gerçekleşmesini engellemez. Bu nedenle Mahkemece, 0,35 TL üzerinden itirazın kaldırılmasına ve temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 01/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
"...sözleşmede aksi öngörülmediğinden apartman aidatının kiracı tarafından ödenmesi gerekir. Ancak aidat alacağının alacaklısı sözleşmede yazılı olduğu gibi G... Site Yönetimidir. Kiralayan kiracının ödemesi gereken aidat borcunu site yönetimine ödemeden yani, bu koşulu yerine getirmeden kiracıdan ödenmesini isteyemez. Bu durumda Site Yönetimine ödeme yapmadığı anlaşılan davacı aidat borcunun ödenmemesi nedeniyle gönderdiği temerrüt ihtarnamesine dayanarak tahliye isteyemez." (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/2926 E., 2015/3523 K.).
6. Hukuk Dairesi 2015/2926 E., 2015/3523 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Uzunköprü Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2014
NUMARASI : 2014/933-2014/1362
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava temerrüt sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı site yönetimine ait birikmiş apartman genel gider aidat parası 1193.-TL'nin davalı kiracı tarafından ödememesi üzerine, keşide edilen 11.07.2014 günlü Uzunköprü Noterliği'nin ... yevmiye sayılı ihtarnamesinin davalıya tebliğ edilmesine rağmen yasal ödeme süresi içerisinde 93 TL.eksik ödendiğinden davalının temerrüde düştüğünden bahisle akdin feshi ile kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Davalı kiralananda kiracı olarak bulunduğunu kabul etmiş, aidat borcunu site yönetimine ödediğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece otuz günlük sürede borcun tamamı site yönetimine ödenmediğinden kiralananın tahliyesine karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanununun 341.maddesindeki özel düzenlemeye göre kiracı, konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmede aksi öngörülmemişse veya aksine yerel adet yoksa, ısıtma, aydınlatma ve su gibi kullanma giderlerine katlanmakla yükümlüdür. Giderlere katlanan taraf bu giderleri ispat edici belgelerin birer örneğini istem üzerine diğer tarafa vermek zorundadır.
Türk Borçlar Kanununun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının veya kapsamı Türk Borçlar Kanununun 341.maddesinde belirtilen yan giderin muacceliyet(istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir.
Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 08.04.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 6.maddesinde elektrik, su, doğalgaz giderleri, apartmanın aydınlatılması, suyu, ısınması, temizlenmesi gibi nedenlerle doğacak apartman aidatları vb. giderlerin kiracıya ait olup kiracı tarafından ödeneceği kararlaştırıldıktan sonra sözleşmenin ön sahifesinde yakıt parasının G...Site Yönetiminin belirtilen banka hesabına, kira parasının davacının ayrı bir banka hesabına yatıralacağı yazılmıştır. Yukarıda yazılı yasa maddesi hükmüne göre sözleşmede aksi öngörülmediğinden apartman aidatının kiracı tarafından ödenmesi gerekir. Ancak aidat alacağının alacaklısı sözleşmede yazılı olduğu gibi G... Site Yönetimidir. Kiralayan kiracının ödemesi gereken aidat borcunu site yönetimine ödemeden yani, bu koşulu yerine getirmeden kiracıdan ödenmesini isteyemez. Bu durumda Site Yönetimine ödeme yapmadığı anlaşılan davacı aidat borcunun ödenmemesi nedeniyle gönderdiği temerrüt ihtarnamesine dayanarak tahliye isteyemez. Açıklanan bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan
B.2- TARAFLARIN ARASINDA KİRA SÖZLEŞMESİNE YÖNELİK UYUŞMAZLIK BULUNMAMASI GEREKTİĞİ (İİK. 269/a)
“14. Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir. İtiraz genel haciz yoluyla takip hükümlerine göre (m. 269/2, 62) yapılır. Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır.
15. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir. Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1). Borçlu, itirazında kira sözleşmesini inkâr ettiğini, yani kira sözleşmesini ve varsa buna ait mukavelenamedeki (yazılı kira sözleşmesindeki) imzasını kabul etmediğini (reddettiğini) açık ve kesin olarak bildirmelidir; aksi hâlde, borçlu kiracı, kira sözleşmesini kabul etmiş sayılır (İİK m. 269/2 , c.2) (Kuru, B: İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, ... 2013, s. 837).
16. Hukuk Genel Kurulunun 12.09.2012 tarihli ve 2012/6-343 E., 2012/555 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere İİK’nın 269/2. maddesi gereğince borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse, akdi kabul etmiş sayılacağından, bu durumda kiralayan icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve tahliyeyi isteyebilir. Öyleyse, kira akdini kabul eden borçlunun artık kira bedelini ödemiş olduğunu ispat etmesi gerekir.” (Hukuk Genel Kurulu 2017/2836 E., 2021/436 K.).
“Somut olayda davacı, davalıyla aralarında yapılan kira sözleşmesinin sona ermesine rağmen davalının taşınmazı boşaltmayarak kendisini zarar uğrattığından bahisle haksız işgal tazminatı talep etmiş, davalı ise ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/439 esas sayılı dosyasında da belirtildiği üzere aralarında kira sözleşmesi bulunduğu ve kira sözleşmesinin devam ettiğini savunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Buna göre kira sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenecek olan uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.” (YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2014/15476 E., 2014/16654 K.).
“İcra takibinde dayanılan ve karara esas alınan 01.08.1999 başlangıç tarihli sözlü kira akdi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı alacaklılar 24.12.2010 tarihinde başlatmış oldukları icra takibinde 01.02.2009 ile 01.12.2010 tarihi arası yirmiüç aylık kira bedeli toplamı 2.300- TL kira alacağının tahsilini istemiş, davalı borçlu gönderilen ödeme emrine yasal süresinde itiraz etmediğinden takip kesinleşmiş, davacı İİK.nun 269/a maddesi uyarınca İcra Mahkemesinden temerrüt nedeniyle tahliye istemiştir. Davacı alacaklı İİK 269/a maddesine göre ödeme süresinin bitimini takip eden altı ay içinde İcra Hukuk Mahkemesinden tahliye isteyebileceği gibi, İİK 269/b-4 maddesinde alacaklının genel hükümler dairesinde dava açmaya mecbur kalması halinde ihtarlı ödeme emrinin BK'nun 260. maddesinde yazılı ihtar yerine geçeceği ifade edildiğinden genel hükümler dairesinde Sulh Hukuk Mahkemesinde de tahliye davası açabilir. Bu seçimlik hakkın kullanılması davacıya aittir. Bu durumda söz konusu davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından açılan davaya bakılarak işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görev nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.” ((Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2011/13562 E., 2012/2014 K.).
"Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 21.07.2013 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır." (YARGITAY 6. Hukuk Dairesi 2014/13788 E., 2015/969 K.)i
B.3- BORÇLUNUN 30 GÜNLÜK SÜRE YÖNÜNDEN TEMERRÜDE DÜŞMESİ GEREKTİĞİ (TBK. 315/2)
I- BORÇLUNUN TEMERRÜDE DÜŞMESİ İÇİN MUACCEL KİRA BORCUNA YÖNELİK OLARAK ÖDEME İÇİN EN AZ 30 GÜNLÜK SÜRE VERİLMESİ GEREKTİĞİ, BU SÜRE İÇERİSİNDE ÖDENMEZSE KİRA SÖZLEŞMESİNİN FESHEDİLECEĞİNİN İHTAR EDİLMESİ GEREKTİĞİ
"Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının muaccel (istenebilir) olması ve bu kira bedelinin verilen otuz (30) günlük sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir... Olayımıza gelince; davanın hukuki dayanağı Türk Borçlar Kanunu'nun kiracının temerrüdünü düzenleyen 315. maddesinden kaynaklanmaktadır. Kiralayanın kiracıya göndereceği temerrüt ihtarnamesinde talep edilen kira parasının otuz gün içinde ödenmesinin yazılması, bu süre içinde ödenmediği takdirde akdin feshiyle tahliye davası açılacağı hususunun ihtar edilmesi zorunludur. Davalı aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla 09.12.2014 tarihinde başlatılan takip üzerine, 30 günlük ödeme ve 7 günlük itiraz sürelerini ihtiva edecek şekilde düzenlenen ödeme emri davalıya 01.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dava ise ödeme emri tebliğ edilmeden önce 29.05.2015 tarihinde açılmıştır. Bu durumda temerrüt nedeniyle tahliye davasının koşulları oluşmamıştır. Mahkemece tahliye talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır." (YARGITAY (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2015/12975 E., 2016/6845 K.).
II- ÖDEME EMRİNİN TEBLİĞİNDEN İTİBAREN BORÇLUNUN İCRA TAKİBİNE İTİRAZ ETSE DE ETMESE DE 30 GÜNLÜK SÜRENİN BEKLENMESİ GEREKTİĞİ ÇÜNKÜ BU SÜRENİN KİRACININ TEMERRÜDE DÜŞMESİ İÇİN ASGARİ BİR SÜRE OLDUĞU
"B.K. 260. maddesi gereğince, temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için, kiracıya ödenmediği ileri sürülen aylar kiraları İçin ihtarname gönderilmesi ve otuz günlük ödeme süresi tanınması gerekir. Kiracı hakkında temerrüt nedeniyle tahliye davası açma hakkı bu otuz günlük sürenin bitiminden itibaren doğar. Olayımızda ise; alacaklı tarafından 30.7.2004 tarihinde başlatılan icra takibinde, borçlu-kiracıya otuz günlük ödeme ve yedi günlük itiraz sürelerini içeren ödeme emri gönderilmiş ve 21.10.2004 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu-kiracının temerrüdünden söz edilebilmesi için 30 günlük sürenin bitimine kadar beklenmesi, bu süre içerisinde takip konusu alacağın ödenmemiş olması gerekir. Dava İİK.'nun 269 ve BK. 260. maddelerinde öngörülen otuz günlük süre dolmadan 3.11.2004 tarihînde açılmış olduğundan tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi hatalı olmuştur. " (YARGITAY 6. Hukuk Dairesi 2005/708 E., 2005/2444 K.).
“Bu durumda borçlu kiracı, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmediği için, ödeme emri ile istenen kira borcu kesinleştiğinden, İİK’nın 269/a maddesine göre icra mahkemesince 30 günlük ihtar müddeti içinde takipte kesinleşen kira borcunun ödenip ödenmediği incelenmelidir. O hâlde icra mahkemesince bakiye kira bedeli 1.456,00TL’nin 30 günlük ödeme (ihtar) süresi içinde ödenip ödenmediği üzerinde durularak temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekir.” (T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU, ESAS: 2017/2340, KARAR: 2021/261, TARİH: 16/03/2021).
“Davalının 30 günlük ödeme süresi içinde ödeme yaptığı temerrüdü gerçekleşmediği anlaşılmakta olup mahkemece davanın kabulü kararının yerinde olmadığı…” (YARGITAY 8. H.D. 16/10/2012 T. 11532/13377).
"İcra İflas Kanunu 269/1 maddesi göndermesi ile uygulanması gereken TBK 315/2 maddesi gereğince 30 günlük ödeme süresi dolmadan ve henüz temerrüt koşulları oluşmadan 28.08.2013 tarihinde açılan tahliye davasının reddi gerekirken tahliye isteminin de kabulüne karar verilmesi doğru değildir." (6. Hukuk Dairesi 2015/2950 E., 2015/3338 K.).
“Davacı ödeme emrinin davalıya tebliğinden sonra otuz günlük ödeme süresini beklemeden, 05/01/2012 tarihinde açmış olduğu dava ile tahliye isteminde bulunmuş olup, tahliye davasının süresinde açılmaması sebebiyle tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekeceği” (YARGITAY 6. H.D. 03/04/2012 T. 7040/10036).
“Davalı borçlu ... süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmiştir. Dosyadaki ihtarlı ödeme emrinde otuz günlük yasal ödeme süresi verilmiştir. Davacı tarafça tahliye istemli dava, İİK.'nun 269/1 yollamasıyla TBK'nun 315.maddesi uyarınca verilen, yasal 30 günlük süre beklenmeden 20/10/2015 tarihinde açılmıştır. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklemeden tahliye isteminde bulunulamaz. Bu durumda Mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur.” (YARGITAY 8. Hukuk Dairesi 2017/3585 E., 2017/8965 K.).
"Davacı kiraya veren tarafından sözlü kira sözleşmesine dayanılarak davalı kiracı aleyhine başlatılan 07.01.2014 tarihli icra takibi ile, 01.07.2012 ile 01.12.2013 tarihleri arasında muaccel olduğu halde ödenmeyen aylık 200.-TL’den toplam 3000.-TL kira alacağının tahsili ile temerrüt nedeniyle kiralanandan tahliyesi istenmiştir. İhtarlı ödeme emri davalıya 20.01.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalının haksız itirazının iptali ile temerrüt nedeniyle tahliye istemli dava 24.01.2014 tarihinde açılmıştır. İcra İflas Kanun'unun 269/1 maddesi göndermesi ile uygulanması gereken TBK.nun 315/2 maddesi gereğince 30 günlük ödeme süresi dolmadan ve henüz temerrüt koşulları oluşmadan 24.01.2014 tarihinde açılan iş bu tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kiralananın tahliyesine karar verilmesi doğru değildir." (YARGITAY 6. Hukuk Dairesi 2015/5122 E., 2015/7414 K.).
III- 30 GÜNLÜK SÜRE İÇERİSİNDE KİRACI KİRA BORCUNU ÖDERSE TEMERRÜT NEDENİYLE DAVA AÇAMAYACAĞI
“Türk Borçlar Kanununun 315.maddesi hükmü uyarınca gönderilen ihtarname ile verilen süre içerisinde kira parasının ödenmesi halinde temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilemez. Yukarıda izah edildiği üzere ihtarnameye konu kira paraları verilen süre içerisinde kiracı tarafından ödenmiş olup davacının temerrüt nedeniyle tahliye davası açmakta haklı olduğunun kabulü mümkün değildir. Bu nedenle davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği düşünülerek vekalet ücreti ve yargılama giderlerine mahkum edilmesine de karar verilmesi doğru değildir.” (YARGITAY 6. Hukuk Dairesi 2015/3149 E., 2015/3632 K.).
IV- 30 GÜNLÜK SÜRE GEÇTİKTEN SONRA ÖDEME YAPILMASININ TAHLİYE HAKKINI ORTADAN KALDIRMADIĞI
“İtirazda bulunmayan borçlu için kira sözleşmesi ve kira borcu icra takibi yönünden kesinleşir. Borçlu sadece İİK.'nun 269/c-1. maddesinde yazılı belgelerle borcu ödediğini ispatlar ise temerrütten ve tahliyeden kurtulur. Ödeme emri kendisine tebliğ edilen borçlunun temerrütten kurtulabilmesi için takibe konu miktarın tamamını yasal 30 günlük süre içerisinde ödemesi gerekir. Süresinden sonra yapılan ödemeler temerrüt olgusunu ortadan kaldırmaz. Somut olayda; takibe konu borç miktarını gösterir ödeme emri davalı borçluya 19.08.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, kesinleşen takip konusu borcun yasal 30 günlük süre içerisinde ödendiği İİK.'nun 269/c-1 maddesinde sayılan belgelerden biri ile kanıtlanamadığından borçlunun temerrüdü gerçekleşmiştir. Dava açıldıktan sonra davalı borçlu tarafından, takip konusu borcun ödenmiş olması, davalıyı temerrütten kurtarmaz. Bu durumda mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.” (YARGITAY 8. Hukuk Dairesi 2017/1618 E., 2017/4520 K.).
V- BORÇLUYA VERİLEN SÜRE 30 GÜNDEN AZ VEYA BELİRSİZ İSE BU İHTAR BORÇLUYU TEMERRÜDE DÜŞÜRMEK İÇİN YETERLİ OLMAYACAĞI
“Davacı, davalıya gönderdiği ihtarda “kiraların en kısa zamanda ödenmesini” ihtar etmiştir. Borçlar Kanunu’nun 260.’ncı maddesi gereğince kira paralarının ödenmesi için “30 günlük” süre verilmesi gerekmektedir. Borçlar Kanunu’nun 260.’ncı maddesi gereğince 30 günlük ödeme süresi verilmeyen ihtar geçerli bir temerrüt ihtarı olarak kabul edilemez. Bu nedenle şartları oluşmayan temerrüt nedeniyle tahliye davasının da reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliye isteminin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.” ((Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2012/1380 E., 2012/4570 K.).
B.4- ALTI AYLIK SÜRE İÇERİSİNDE DAVA AÇILMASI GEREKTİĞİ (İİK. 269/a)
“Davacının davasını, ödeme emrinin 04/02/2015 tarihinde tebliğ edilmesine göre otuz günlük ödeme süresi geçtikten sonra dava açma süresi olan altı aylık sürenin geçirilmesinden sonra 15/09/2015 tarihinde açtığı, bu durumda mahkemece, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesinin doğru olmadığı…” (8 H.D. 28/03/2017 T. 1758/4485).
C- USULE İLİŞKİN ŞARTLAR
C.1 - TAKİP TALEBİNDE BULUNMASI GEREKEN ZORUNLU UNSURLAR
1- TAKİP TALEBİNDE TAHLİYE TALEBİNİN AÇIKÇA BELİRTİLMESİ GEREKTİĞİ
“Alacaklı tarafından ödenmeyen kira bedellerinin tahsili amacıyla yapılan icra takibinde 24.08.2009 tarihinde düzenlenen takip talepnamesinde tahliye isteği bulunmamaktadır. Tahliye isteği bulunmadığı halde icra müdürlüğünce borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri tahliye yönünden hukuki sonuç doğurmaz. Bu durumda tahliye isteminin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.” ((Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2010/1861 E., 2010/6193 K.).
"Takip talebinde tahliye istemi bulunmadığı halde icra dairesince borçluya örnek 13 ödeme emri düzenlenerek gönderilmesi alacaklıya tahliye yönünden bir hak sağlamaz. Zira icra müdürlüğü takip talebiyle bağlı olup talebin dışına çıkılarak tahliye istemi bulunmadığı halde ihtarlı ödeme emri düzenlenmesi tahliye açısından hukuki sonuç doğurmaz. Hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine dayanarak tahliye kararı verilemez. Davacı alacaklının icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunabilmesi için takip talepnamesinde tahliye talebinin bulunması zorunludur." (8. Hukuk Dairesi 2017/4409 E., 2018/108 K.).
2- TAKİP TALEBİNDE EN AZ 30 GÜNLÜK ÖDEME SÜRESİ VERİLDİĞİNİN AÇIKÇA YAZMASI GEREKTİĞİ
“Olayımıza gelince; Davacı 12/04/2013 tarihinde davalı aleyhine başlattığı tahliye talepli icra takibi ile 2012 Kasım ila 2013 Nisan arası ayların kira paralarının tahsilini talep etmiş, borçlu tarafından yasal sürede borca itiraz edilmemesi üzerine davacı genel mahkemede temerrüt nedeniyle tahliye talep etmiştir. Uyuşmazlık Türk Borçlar Kanunu'nun kiracının temerrüdünü düzenleyen 315. maddesinden kaynaklanmaktadır. Kiralayanın kiracıya göndereceği temerrüt ihtarnamesinde talep edilen kira parasının otuz gün içinde ödenmesinin yazılması, bu süre içinde ödenmediği takdirde akdin feshiyle tahliye davası açılacağı hususunun ihtar edilmesi zorunludur. Davalıya gönderilen 17/04/2013 tebliğ tarihli ödeme emrinde yasada öngörülen en az otuz günlük ödeme süresi verilmediğinden bu ödeme emri hukuki sonuç doğurmaz. Bu durumda temerrüt nedeniyle tahliye davasının koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” (6. Hukuk Dairesi 2014/3419 E., 2014/4416 K.).
3- TAKİP TALEBİNDE TAHLİYE EDİLECEK TAŞINMAZIN ADRESİNİN AÇIKÇA YAZMASI GEREKTİĞİ
C.2 - ÖDEME EMRİNDE BULUNMASI GEREKEN ZORUNLU UNSURLAR
1- ÖDEME EMRİNDE TAHLİYE TALEBİNİN AÇIKÇA BELİRTİLMESİ GEREKTİĞİ
“Alacaklının (kiraya verenin) ilamsız tahliye takip talebini alan icra dairesi, borçluya ihtarlı (örnek 13 nolu) ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrinde diğer kayıtlarla birlikte, borçlunun (kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği, itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse (inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, kira borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren BK’nın 260 veya 288. (TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir.” (Hukuk Genel Kurulu 2017/2836 E., 2021/436 K.).
2- ÖDEME EMRİNDE EN AZ 30 GÜNLÜK ÖDEME SÜRESİNİN VERİLDİĞİNİN AÇIKÇA YAZMASI VE 7 GÜNLÜK İTİRAZ SÜRESİNİN AÇIKÇA BELİRTİLMESİ GEREKTİĞİ
3- ÖDEME EMRİNDE TAHLİYE EDİLECEK TAŞINMAZIN ADRESİNİN AÇIKÇA YAZMASI GEREKTİĞİ
4- 13 NUMARALI ÖDEME EMRİNİN GÖNDERİLMESİ GEREKTİĞİ
“Alacaklının (kiraya verenin) ilamsız tahliye takip talebini alan icra dairesi, borçluya ihtarlı (örnek 13 nolu) ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrinde diğer kayıtlarla birlikte, borçlunun (kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği, itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse (inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, kira borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren BK’nın 260 veya 288. (TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir.” (Hukuk Genel Kurulu 2017/2836 E., 2021/436 K.).
5- TAKİP TALEBİNDE VE ÖDEME EMRİNDE TAHLİYESİ İSTENEN ADRES İLE DAVA DİLEKÇESİNDE TAHLİYESİ İSTENEN ADRESİN AYNI OLMASI GEREKTİĞİ
"Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA ve temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 05/06/2013 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, İİK.'nın 269/a maddesine göre kesinleşen takip nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece takip tarihinde tahliye istenen adres ile dava dilekçesinde tahliyesi istenen adres farklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı takip talebinde 01/12/2007 tarihli kira sözleşmesine dayanmıştır. Kira sözleşmesinde kiralananın adresi davacının dilekçesinde tahliye istediği adrestir. Takip talebinde tahliyesi istenen adres ise davalının kira sözleşmesinde yazılı olan adresidir. Davacının takip talebine kiralananın adresini, maddi hata sonucu yanlış yazdığı davalının kendi ikametgâhının yazılı olması nedeniyle açıktır. Davalı kiracı bu durumu bilebilecek durumdadır. HGK'nın görüşü de bu yöndedir. Bu durumda takip kesinleştiğinden, borcun ödendiği ispatlanamadığından ve temerrüt gerçekleştiğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken maddi hatadan kaynaklanan nedenle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum." ((Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2013/7867 E., 2013/9926 K.).
C.3 - DAVA DİLEKÇESİNDE BULUNMASI GEREKEN ZORUNLU UNSURLAR
1- DAVA DİLEKÇESİNDE İTİRAZIN KALDIRILMASI TALEP EDİLMEDİĞİ TAKDİRDE TAHLİYE KARARI VERİLEBİLMESİ İÇİN TAHLİYE İSTEMİNİN TEK BAŞINA YETERLİ OLAMAYACAĞI
"Davacı 21.07.2014 tarihli dilekçesi ile Temerrüt nedeniyle tahliye isteminde bulunmuş itirazın kaldırılmasını istememiştir. Mahkemece davacının talebi kesinleşen takip sebebiyle açılan tahliye davası olarak nitelendirilip davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesinde itirazın kaldırılmasını talep etmemiş, kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiş olup, itirazın kaldırılmasına karar verilmeden tahliye kararı verilemez. Mahkemece davacının itirazının kaldırılması isteği olmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır." (YARGITAY 6. Hukuk Dairesi 2014/13788 E., 2015/969 K.).
“Olayımızda; davalı ödeme emrine süresinde itiraz etmesine rağmen mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilmeden kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. İtirazın kaldırılmasına karar verilmeden temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilemeyeceğinden mahkemece tahliye talepli davanın kabulüne ve kiralananın tahliyesine karar verilmesi doğru değildir.” (6. Hukuk Dairesi 2014/6672 E., 2014/7877 K.).
2- TAKİP TALEBİNDE VE ÖDEME EMRİNDE TAHLİYESİ İSTENEN ADRES İLE DAVA DİLEKÇESİNDE TAHLİYESİ İSTENEN ADRESİN AYNI OLMASI GEREKTİĞİ
"Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA ve temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 05/06/2013 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, İİK.'nın 269/a maddesine göre kesinleşen takip nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece takip tarihinde tahliye istenen adres ile dava dilekçesinde tahliyesi istenen adres farklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı takip talebinde 01/12/2007 tarihli kira sözleşmesine dayanmıştır. Kira sözleşmesinde kiralananın adresi davacının dilekçesinde tahliye istediği adrestir. Takip talebinde tahliyesi istenen adres ise davalının kira sözleşmesinde yazılı olan adresidir. Davacının takip talebine kiralananın adresini, maddi hata sonucu yanlış yazdığı davalının kendi ikametgâhının yazılı olması nedeniyle açıktır. Davalı kiracı bu durumu bilebilecek durumdadır. HGK'nın görüşü de bu yöndedir. Bu durumda takip kesinleştiğinden, borcun ödendiği ispatlanamadığından ve temerrüt gerçekleştiğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken maddi hatadan kaynaklanan nedenle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum." ((Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2013/7867 E., 2013/9926 K.).
D- DİĞER YARGITAY KARARLARI
İCRA TAKİBİNİN TEMERRÜT İHTARI SAYILDIĞI, "İİK'nun 269.maddesi gereğince İcra dosyasında gönderilen örnek 13 ödeme emri Türk Borçlar Kanununun 315. maddesi (Borçlar Kanunu 260. maddesi) gereğince temerrüt ihtarnamesi yerine geçer." (YARGITAY 3. Hukuk Dairesi 2017/3804 E., 2017/9757 K.).
“Somut olayda, Dava, davacının icra takibi ile ödenmeyen kira alacağının tahsili ile tahliye istemine ilişkin olarak, Denizli 1.İcra müdürlüğünün 2012/5990 sayılı icra dosyasıyla başlattığı ve örnek 13 nolu ödeme emrinin tebliğine rağmen, 30 günlük sürede takip konusu kira parasının davalı tarafça yatırılmaması nedeniyle,6098 sayılı BK’nun 315. maddesinde düzenlenen temerrüt nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye istemine ilişkindir... Davacı kiralayan İcra İflas Kanunu’nun 269. maddesi gereğince altı ay içinde icra mahkemesinden tahliye isteyebileceği gibi icra takibi temerrüt ihtarı olarak kabul edilerek genel mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesinden de tahliye isteyebilir.” (YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2012/16741 E., 2012/15226 K.).
"İİK'nun 269.maddesi gereğince İcra dosyasında gönderilen örnek 13 ödeme emri Türk Borçlar Kanununun 315. maddesi (Borçlar Kanunu 260. maddesi) gereğince temerrüt ihtarnamesi yerine geçer. Davacının temerrüt ihtarı yerine geçen ödeme emrine dayanarak Sulh hukuk mahkemesinde dava açarak temerrüt nedeniyle tahliye istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davacı seçimlik hakkını kullanmak suretiyle 05.10.2015 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açtığına göre işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." (YARGITAY 3. Hukuk Dairesi 2017/3804 E., 2017/9757 K.).
İCRA TAKİBİNDEN FERAGAT EDİLSE BİLE DAVADA TAHLİYE KARARINA HÜKMEDİLMELİDİR.
“Davalı borçlu takibe itiraz etmemiş, ödeme emri ile verilen yasal otuz günlük ödeme süresi içinde de takip konusu edilen kira borcunu icra dosyasına ödememiştir. Bu nedenle davacı alacaklı kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi için 29.1.2013 tarihinde işbu tahliye davasını açmış ise de, icra dosyasına sunduğu dilekçe ile takip konusu alacaktan feragat ettiklerini bildirmiş, icra müdürlüğü de 31.1.2013 tarihli kararla feragat nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar vermiştir. İcra ve İflas Kanunu'nun 269 / 1 maddesi gereğince kira alacaklarına ilişkin olarak düzenlenen tahliye ihtarlı ödeme emri, Borçlar Kanunu'nda düzenlenen temerrüt ihtarnamesi hükmündedir. Takip borçlusunun bu nitelikteki ödeme emri ile kendisine verilen yasal süre içinde kira borcunu ödememesi temerrüte düşmesine yol açar. Borcun yasal sürenin geçmesinden sonra ya da haricen ödenmesi gerçekleşen temerrüt olgusunu ortadan kaldırmaz. Bu itibarla icra takibinin kesinleşmesinden sonra davacı alacaklı alacak talebinden feragat etmiş ise de, davalı borçlunun temerrütü gerçekleşmiş olduğundan mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.”((Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2013/10207 E., 2013/12485 K.).
TARAF SIFATINA YÖNELİK
1- KİRALANAN ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİNDE İSE İCRA TAKİBİ TÜM MÜRASÇILAR TARAFINDAN YAPILMASI GEREKTİĞİ
"Mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti mevcuttur. Ancak elbirliği mülkiyeti halinde temerrüt nedeniyle tahliye kararı verilebilmesi için icra takibinin tüm mirasçılar tarafından yapılması ve davanın da birlikte açılması zorunludur. Davadaki eksiklik sonradan giderilebilir ise de, ihtarnamedeki eksikliğin sonradan giderilmesi mümkün değildir. Temerrüt ihtarnamesi yerine geçen, icra takibi davacı alacaklı mirasçılar tarafından başlatılmış olup, ... Kay’ın takipte alacaklı olarak yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar göz önünde bulundurularak tahliye talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliye talebinin kabulüne karar verilmesi doğru değildir." (YARGITAY 8. Hukuk Dairesi 2017/5079 E., 2017/16769 K.).
2- BİRDEN FAZLA KİRAYALAN VARSA İCRA TAKİBİNİN TÜM KİRALAYANLARA YÖNELTİLMESİ GEREKTİĞİ
"Temerrüt nedeniyle tahliye kararı verilebilmesi için kira sözleşmesinde birden fazla kiralayan olması halinde icra takibinin tüm kiralayanlar tarafından yapılması ve davanın da birlikte açılması zorunludur. Takip talepnamesindeki ve ödeme emrindeki bu eksikliğin sonradan giderilmesi mümkün değildir." (6. Hukuk Dairesi 2015/7184 E., 2015/7539 K.).